Kişilik Bozuklukları
Kişilik Bozukluklarının Tanımı ve Genel Özellikleri
Kişilik bozuklukları, hem bu durumu yaşayanlar hem de aileleri için oldukça zorlayıcı bir niteliğe sahiptir.
Toplum içinde dışlanmalara, yakın çevre tarafından bile anlaşılmamaya neden olan davranış bozuklukları birçok farklı türe sahiptir. Çok sayıda kişilik bozukluğu ve bunlara özel farklı tedavi yöntemleri bulunur. Kişilerin genellikle çocukluk döneminde geliştirdiği şemalarla bağlantılı olarak karakter açısından problem yaratan özellikler sergilemelerine yol açar.
Kişilik bozukluğu yaşayanlar, aileleri ve çevreleri tarafından anlaşılamayarak dışlanma eğiliminde olabilirler. Bazı kişilik bozuklukları, daha hafif ve hoş görülebilecek yapıda olmasının yanında bazıları ise iyileşmesi zor olan tiplerdir. Bunlar, çevrelerine zarar verme eğiliminde olabilirler. Narsistik kişilik bozukluğu bu zarar verici tiplerden bir tanesidir. Genel olarak duygusal yıkıma yol açarlar.
Kişilik Bozukluğu İle Normal Kişilik Farkı
Kişilik bozukluğu bulunan bir kişiyle normal kişilik arasında büyük bir fark bulunur. Kişilik bozukluğu bulunan kişiler normal bir olaya abartılı tepkiler verebilir. Bazen tepki vermesi gereken yerlerde tepkisiz kalabilir. Bazen ortada hiçbir şey yokken fazla alıngan davranabilir. Bazen onları fazla öfkeli, suçlayıcı ya da enerjisi çok düşük bir halde görebilirsiniz. Kişilik bozukluğu bulunan ve normal kişiliğe sahip olan insanlar arasındaki farklar şu şekilde örneklenebilir:
- Sınırda kişilik bozukluğu varsa çok zıt iki uçlu duygu değişimlerine şahit olabilirsiniz.
- Antisosyal kişilik bozukluğu bulunanların ise durumlara karşı verdikleri tepki olağandışı olur. Ve çok büyük ve saldırganlık içeren tepkiler verebilirler. Çok saygılı gibi görünüp benliğini tehdit edecek bir durum karşısında ise silah, kesici aletler kullanarak karşısındaki insana ölümcül zararlar verebilirler. Narsistik kişilik bozukluğunda etrafındaki insanlardan daha zeki, yakışıklı/güzel, başarılı olduğunu zannetme hali söz konusu olur. Tabiri caizse karşısındaki kişiyi sinek gibi görürler. Asla beğenmezler.
- Histrionik kişilik bozukluğu ise dikkatleri üstüne çekmek için garip davranışlar sergileme şeklinde kendini gösterir. Aşırı göz önünde olma eğilimleri olur.
DSM-5’e Göre Kişilik Bozukluğu Sınıflandırması
DSM-5’e göre kişilik bozukluğu sınıflandırması, üç kümeye ayrılmış durumdadır. Bu kümeler içinde her kişilik bozukluğunun kendi değerlendirme çerçevesi farklılık gösterir. Kişilik bozuklukları A, B, C olmak üzere üç kümeye ayrılmıştır:
- A kümesinde yer alanlar: paronoid, şizoid ve şizotipal kişilik bozukluklarıdır.
- B kümesinde yer alanlar: antisosyal, borderline, histrionik, narsistik kişilik bozukluklarıdır.
- C kümesinde yer alanlar: çekingen, bağımlı, obsesif – kompulsif kişilik bozuklularıdır.
A Kümesi Kişilik Bozuklukları (Paranoid, Şizoid, Şizotipal)
A kümesi kişilik bozuklukları, tuhaf ve eksantirik olarak değerlendirilen tiplerdir. Gerçeklik algısında bozulmalara yol açan kişilik bozukluğu türleridir.
Paranoid Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler, diğer insanlara aşırı şüpheci yaklaşırlar. İnsanlara karşı güven duymazlar ve yapılan davranışlarda hep kötü niyet ararlar.
Şizoid Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler sosyal ilişkilerden uzak duran, duygusal anlamda soğuk ve içe kapanık, yakın ilişkiler kurmaktan kaçınan yapıdadır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu: Şizotipal kişiliğe sahip olan bireyler, tuhaf inançlara ve büyü gibi alanlara ilgi duyarlar. Garip konuşmalarıyla ve davranışlarıyla dikkat çekerler. Sosyal ilişkilerde belirgin zorluklar yaşarlar.
B Kümesi Kişilik Bozuklukları (Antisosyal, Borderline, Histrionik, Narsisistik)
B kümesi kişilik bozukluklarına sahip olan kişiler, dürtüsel hareket ederler. Yoğun duygulara sahip olup ilişkilerinde problemler yaşarlar.
Borderline Kişilik Bozukluğu: Borderline kişilik bozukluğu, çok hızlı değişen ruh halleriyle bilirler. Hatta aynı gün içinde birçok farklı ruh hali yaşarlar. İlişkide olduğu insanlar gözlerinde ya siyah ya da beyaz gibidirler, gri alanları yoktur.
Antisosyal Kişilik Bozukluğu: Antisosyal kişilik bozukluğu bulunan kişilerde toplumsal kurallara uymama hali söz konusudur. Suça meyilli olma hali yine antisosyal kişilik bozukluğu bulunan kişilerde görülebilir. Empati yoksunluğu, manipülasyon, saldırganlık bu kişilik tipine sahip olan bireylerde görülen davranışlar arasındadır.
Narsisistik Kişilik Bozukluğu: Narsisistik karakterler, kendilerine çok büyük bir hayranlık duyarlar. Empati yapamazlar. Beğenilme ve sevilme ihtiyaçları çok fazladır. Kendini eleştiren kişiyi düşman olarak görürler.
Histrionik Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğuna sahip olan bireyler, ilgi odağı olmaya bayılırlar. Aşırı duygusal bir yapıya sahip olurlar. Baştan çıkarıcı davranışlar sergileyebilirler.
C Kümesi Kişilik Bozuklukları (Kaçıngan, Bağımlı, Obsesif-Kompulsif)
C kümesi kişilik bozukluklarında yer alanlar, ağırlıklı olarak anksiyete, çekingenlik ve bağımlılık gibi davranış kalıpları geliştirirler.
Kaçıngan Kişilik Bozukluğu: Çekingen kişilik bozukluğu olarak da ifade edilir. Kişinin eleştirilmekten çok korkması söz konusudur. Muhtemelen aşağılık kompleksi ve aşağılanma kaygısı vardır. Sosyal ortamlardan kaçınma ve yetersizlik duygusu ön plandadır.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu: Bu kişilik bozukluğu türünde, kişinin kendi başına karar alması, hareket etmesi, özgür bir birey olarak yaşaması çok zordur. Büyük çoğunlukla aileden birinin onayına ihtiyaç duyarlar. Terk edilme korkusu yaşarlar.
Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu (OKKB): Esneklikten uzak olma durumu vardır. Kurallara sıkı sıkıya bağlı olurlar. Mükemmeliyetçi bir yaklaşıma sahip olurlar. Her şeyi kontrol etmek isterler. Olayları akışa bırakmak onlar için imkânsız gibidir.
Kişilik Bozukluğu Belirtileri ve Erken İşaretler
Kişilik bozukluğu belirtileri gösteren kişiler, derin bağlar kurmakta zorlanabilirler. İkili ilişkilerde bağlanma sorunları yaşayabilirler. Yalnız kalma ve terk edilme korkusu duyabilirler. Kişilik bozukluğu oluşma riski bulunan bireylerde genel anlamda dengesiz ruh hali ön plana çıkar. Kişilik bozukluğu belirtisi görülen bireylerde destek almaya bir an önce başlamak son derece önemlidir. Aile desteği, terapi süreci, gerekirse ilaç kullanımı bir arada yürütülmelidir. Kişinin bu durumla başa çıkabilmesi için düzenli bir tedavi ve terapi planı uygulanmalıdır.
Yakınlarınızda ani duygu değişimleri, depresif haller, insanlara güvensizlik duyma gibi belirtiler fark ederseniz onları psikoterapiye yönlendirmekten çekinmeyin. Bir an önce destek almalarını sağlayarak yaşadıkları durumdan daha rahat bir şekilde çıkmalarına destek olmuş olursunuz.
Kişilik Bozukluğu Nedenleri (Genetik, Biyolojik, Çevresel)
Kişilik bozukluğunun nedenleri arasında genetik, biyolojik, çevresel olmak üzere çeşitli faktörler yer alır. Kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler, bu durumun farkında değildir. Çevreden aldıkları tepkiler, ailenin yönlendirmesi gibi durumlarla kendi davranışlarını fark edebilirler. Kişinin doğru davranışları öğrenmesinde ailenin katkısı son derece önemlidir. Aile ve yakın çevre kişiyi yönlendirerek profesyonel destek almasına katkı sağlayabilir.
Genetik yatkınlık, aile içinde daha önceden kişilik bozukluğu yaşamış kişilerin bu geni sonraki kuşaklara aktarmasıyla aktif bir role bürünür. Kişi, annesinde babasında ya da birkaç kuşak önceki aile bireylerinde bulunan kişilik bozukluklarını almış olabilir.
Biyolojik faktörler arasında çeşitli hastalıklar, beyni etkileyen rahatsızlıklar yer alabilir. Doğru düşünme mekanizması ortadan kalktığında, bireyler davranış bozuklukları sergileyebilirler. Bu durum, bazen hastalığın tedavisiyle birlikte geçebilir. Bazen beynin kalıcı hasar almasına yol açan nörolojik rahatsızlıklarla birlikte davranış bozuklukları gelişebilir.
Çevresel faktörler ise kişiyi sürekli huzursuz eden, tetikte olmasına neden olan olayları yani travmaları ifade eder. Sürekli eleştirilme, başkalarının yanında azarlanma, aşağılanma hali bulunan kişiler çekingen ya da kaçıngan kişilik bozukluğu, borderline ve narsistik kişilik bozukluğu gibi rahatsızlıklar yaşayabilir.
Tanı Yöntemleri ve Psikolojik Değerlendirme
Kişilik bozukluğu türlerine göre farklı tedavi süreçleri uygulanması gerekir. Kişilik bozukluğu testi, bireyin sergilediği davranış kalıplarını öğrenmek için uygulanır. Bu test sonucuna göre bireyin kişilik bozukluğu bulunup bulunmadığı anlaşılır. Bulunuyorsa hangi sınıfta yer aldığı tespit edilir. Buna yönelik hangi tedavi yönteminin uygulanması gerektiği anlaşılır. Kişiyle birlikte tedavi planı belirlenir. Psikiyatrik tanı alındıktan sonra tedavi süreci daha rahat ve sonuç odaklı şekilde yürütülür.
Psikoterapi Yaklaşımları (Bilişsel Davranışçı Terapi, Diyalektik Davranış Terapisi)
Psikoterapi kendi içinde farklı yaklaşımlara ayrılır. Kişilik bozukluğu tedavisi söz konusu olduğunda birçok farklı davranış tipi ve bozukluk bulunduğu için herkese aynı şekilde yaklaşmak mümkün değildir. Davranış bozukluklarının tedavisi için kullanılabilen terapi yöntemleri şunlardır:
Bilişsel Davranışçı Terapi: Bilişsel davranışçı terapi, birçok psikolojik rahatsızlık ve zorluk için en çok uygulanan tedavi yöntemleri arasındadır. Kişinin yaşadığı problemle yüzleşmesini, kendisine hizmet etmeyen, olumsuz ve işlevsiz davranışların farkına varmasını sağlar. Bunların yerine işlevsel davranış kalıpları geliştirmesine yardım eder. Olayları yorumlayış biçimini de yeniden şekillendirmeye yardımcı olur.
Diyalektik Davranış Terapisi: Diyalektik davranış terapisi, zıt düşünce kalıplarını da kabul etmeye yardımcı olan tedavi yöntemidir. Farklı insanların yaşam biçimlerini ve davranışlarını benimsemeyi kolaylaştıran ve farklılıklarla yaşamayı sağlayan bir yaklaşımdır. Bilişsel davranışçı terapiden esinlenilerek oluşturulmuş olan bu terapi yöntemi, kişinin dengelemekte zorlandığı duygularını nasıl yöneteceğini anlamasına yardımcı olur.
İlaç Tedavisi ve Destekleyici Yöntemler
Davranış bozuklukları, bu durumu yaşayan kişiler için de oldukça zorlayıcıdır. Davranış bozukluğu bulunan kişiler, bazen toplum tarafından da dışlanabilirler. Bu durum onlar için son derece zorlayıcı olabilir. Bazı durumlarda ise kendilerini toplumdan soyutlayabilirler. Hatalı davranış kalıpları, ilişkileri zorlaştırır. Bu durumda tedavi planı son derece hayatidir. İlaç tedavisinin yanında kişinin psikoterapi desteği alması ve sosyal ilişkilerini güçlendirecek aktivitelerde bulunması gerekir. Sanatsal aktiviteler buna dâhildir. Hobilerle meşgul olmak, kişiyi daha sosyal ve dengeli bir birey haline getirebilir.
Kişilik Bozukluğu ile Yaşamak: Sosyal ve İş Yaşamına Etkiler
Aslında belki gün içinde birçok dengesiz kişilik tipiyle karşılaşıyor olabilirsiniz. Bu insanların belki de birçoğu henüz tanı almamış olabilir. Ama çeşitli şekillerde davranış bozukluklarına sahip olabilirler. Dışarıda ya da iş hayatında karşılaştığınız kişilerin kişilik bozukluğu olup olmadığını nasıl anlarsınız?
Kişilik bozukluğu olan kişiler nasıl davranır? Kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler, genel anlamda dengesiz bir ruh hali sergiler. Bazen çok mutlu ve enerjikken bazen çok negatif olabilirler. Bazen çok problem edilmeyecek bir konuyu abartabilirler. Bazen aşırı duygusal olabilirler. Bu durumda, böyle kişilerle belli bir mesafede olmak, kendi ruhsal dengenizi korumak adına size fayda sağlayabilir. Bu noktada dikkat etmeniz gereken şey, o kişilerin sürekli aynı dengesiz davranış kalıplarını sergileyip sergilemediğidir. Bazen insanların duygusal olarak inişli çıkışlı dönemleri olabilir. Bu genele yayılmışsa o zaman o kişilerde kişilik bozukluğu olduğunu söylemek mümkündür.
Peki, kişilik bozukluğu sergileyen insanlar neden ve nasıl bu hale gelirler? Kişilik bozukluğu neden olur? Bu, belki de psikolojinin de hala çokça üzerinde durduğu ve hala araştırılan bir konudur. Bunun için birçok çevresel, psikolojik ve biyolojik neden vardır. Kişilerin yetiştirilme tarzı, örnek aldığı kişilerin davranış kalıpları, yetiştirilirken kendine güvenli bir birey olması için desteklenip desteklenmediği bu konuda son derece etkilidir. Çocukluk travması ve bağlanma nesnesinden ayrılma süreçleri de kişilik bozukluğu gelişimine neden olabilmektedir.
Aileden gelen davranış kalıpları, yaşanan travmalar, hastalıklar, kişilerin üzerinde farklı etkilere sebep olabilir. Bu durumda ortaya türlü davranış bozuklukları çıkabilir. Yaşanan travmalar ve duygu dalgalanmalarına yol açan nedenler kişilik bozukluklarını tetikler.
Yaşanan travmalar sonrasında ve büyük duygusal yükler karşısında gerekli psikolojik destek alınarak bu davranış bozukluklarının oluşumu engellenebilir. Oluşan davranış bozuklukları ise erken yaşta tespit edilirse daha kolay tedavi edilebilir. Kronikleşmiş ve ilerlemiş davranış problemleri ise düzenli ilaç tedavisi ve terapi desteği gerektirir.
Davranış bozukluğu bulunan kişiler için bir ilişkiyi ve iş yaşamını uzun süreli şekilde devam ettirmek de zor hale gelebilir. Bazen kişi, işine kendisi devam edemez. Bazen de onunla çalışmak istemeyen iş arkadaşları, bir süre sonra farklı iş arayışlarına girebilir. İnsan ilişkilerinde yalnızlaşma, dışlanma gibi durumlar ortaya çıkmaya başlar. Bütün bunları aşabilmek için kişilik bozuklukları bulunan bireylerin geç kalmadan tedaviye başlaması hayati öneme sahiptir.