Çoğul Kişilik Bozukluğu
Çoğul Kişilik Bozukluğu Nedir?
Çoğul kişilik bozukluğu, kişinin kimliğinin birden çok parçaya bölünmesi, ruhsal bütünlüğün parçalanması halidir. Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DKB) olarak da bilinen bu kavram, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) neticesinde ortaya çıkabilen ruhsal bir savunma mekanizmasıdır.
Çoğul Kişilik Bozukluğu Belirtileri
Dissosiyasyon yani kişilik/kimlik bölünmesi hali, bir kişide birden çok kişiliğin ortaya çıkmasıdır. Bu kişilikler bazen art arda bazen de belli bir süre bir kişiliğin hâkim olmasından sonra diğer kişiliğin ortaya çıkması şeklinde ilerler. Dissosiyatif kişilik bozukluğu belirtileri arasında:
- Depresyon, modun düşüklüğü ya da değişkenliği
- Anksiyete, sosyal ortamlarda uyarılmışlık hali
- Görsel ve işitsel Halüsinasyonlar,
- Uyku sorunları, yeme sorunları
- Hafıza problemleri, unutma (travmatik amnezi)
- Her şeyi normal yapmasına rağmen kendinde bir anormallik olduğunu düşünme hali
- Kendini rüyadaymış gibi hissetme durumu yer alır.
Bu durumlar çoklu kişilik bozukluğu belirtileri arasında yer alır. Kesin tanı için bir çocuk psikiyatri uzmanına başvurulması tavsiye edilir.

Çoğul Kişilik Bozukluğunun Nedenleri
Çoğul kişilik bozukluğunun nedenleri arasında en başta yaşanan travmalar gelir. Çocukluk çağı istismarı, yaşanan en ağır travmalardan bir tanesidir. Kişi en savunmasız olduğu anda yaşadığı travmalar sonrasında kendine bir savunma mekanizması geliştirir. Aile içi şiddet, cinsel istismar, savaş, doğal afet gibi büyük olaylar sonrası insan psikolojisi bu durumlarla baş etmekte zorlanabilir. Zorluklarla baş etmek için bazen farklı kişilik yapıları geliştirmeyi ruhsal yapımız tercih eder.

Çocukluk Çağı Travmaları ile Bağlantısı
Çocukluk döneminde yaşanan istismar ve travma gibi küçük bir ruhun taşıyamayacağı kadar ağır olaylar, çoğul kişilik bozukluğuna yol açabilir. Kendini koruyamayacak kadar savunmasız olan küçük çocuklar, bilinçaltında farklı bir benlik geliştirerek bir nevi kendini korumaya alır. Kişinin içinde taşıdığı farklı benliklere alter kimlikler denir. Alter kimlikler aslında rastgele değil, kişinin travmasıyla oldukça yakından ilişkilidir. Çoğu kez örneğin bir çocuk kimlik gelişir ve kişi zaman zaman çocuk kimliğe geçiş yaparak çocuk gibi davranır. Bu çocuk kimlik genellikle travmayı yaşamamış pür saf bir çocuk profilidir. Başına bir olay gelmemiştir. Buna inanır. Diğer alter kimlikler de bu çocuk kimliğ korumaya çalışırlar.
Çoğul Kişilik Bozukluğu ile Şizofreni Arasındaki Farklar
Çoğul kişilik bozukluğu ile şizofreni çoğu zaman karıştırılır. Şizofreni çoklu kişilik bozukluğu ile karıştırılsa da ondan farklıdır. Şizofrenler çoklu kişilik bozukluğuna sahip değildir. Onların gerçeklik algısı, normal insanlardan farklıdır. Şizofrenler, sanrılara sahiptir ve halisünasyonlar görürler. Olmayan şeyleri duyar, görür ve algılar. Onların gerçeklik algısı bozuktur, ama birden çok kişilik tipine bürünmezler. Çoklu kişilik bozukluğu olanlar ise bir bedende birden çok kişiyi içlerinde taşıyor gibi hissederler. Ve gerçeklik algıları bozulmamıştır. Tabiri caizse arada kalırlar.
Borderline kişilik bozukluğu da aynı şekilde bir çoğul kişilik bozukluğu gibi ama öyle değildir. Borderline kişilik, çoklu kişilik bozukluğu ile aynı değerlendirilmesine rağmen, kişilik bölünmesi şeklinde ifade edilmez. Kişi, ruh hali açısından inişli çıkışlı dönemler ve yoğun dürtüsel ataklar yaşar.
Tanı ve Test Süreci (Psikiyatrik Değerlendirmeler, Ölçekler)
Dissosiyatif kimlik bozukluğu tanısı, alanında uzman psikiyatristler tarafından anlaşılabilir. Çoklu karakter hastalığı olarak da bilinen diğer adı çoğul kişilik bozukluğu olan bu hastalığın tanısı için hastanın hayat hikâyesi alınır. Geçmişteki travmaları ve semptomları değerlendirilir. Bu da temel psikoterapötik görüşme gerektirir.
Çoğul Kişilik Bozukluğunun Tedavi Yöntemleri
Çoğul kişilik bozukluğunun tedavi yöntemleri arasında kişinin iyileşmesi için başvurulabilecek olanlardan biri psikoterapidir. Travmaların etkisini azaltmak ve kaygıyı en az seviyeye indirmek için başvurulabilecek olan yöntemlerden bir diğeri EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing)’dir. Bu yöntemde göz hareketleriyle kişinin bazı olaylara karşı geliştirdiği olumsuz tepkileri ve travmatik etkiyi nötrleştirmeyi amaçlar. Dissosiyatif kimlik bozukluğunun bilinenin aksine tam tedavisi mümkündür. Ancak çoğu vakada diğer tanılarla bu durum karıştırıldığı için psikofarmakolojik ilaç tedavisi verilir. Ancak ilaç tedavisi çoğul kişilik bozukluğunda işe yaramaz.
Dokunsal ve sesli uyaranlar da kullanılarak yaşanan travmaların kişinin üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak hedeflenir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) de çoğul kişilik bozukluğunun tedavisinde uygulanan yöntemlerden bir diğeridir. Kişinin travmalarıyla ve baş etmekte zorlandığı konularla ilgili uygulanan bir çeşit yüzleştirme tekniğidir.
Günlük Yaşamda Çoğul Kişilik Bozukluğu ile Baş Etme Yöntemleri
Günlük yaşamda çoğul kişilik bozukluğu ile baş etmenin en etkili yolu, tedavi olmaktır. Bunun yanında rahat hissettiren aktiviteler yapmak, stresten uzaklaşmak, sosyalleşmek parçalanmış ruh halini toparlamaya ve onarmaya yardım edebilir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu örnek vakalarından bir tanesi ünlü “Parçalanmış” filmindeki başroldür. Orada hem kadın hem de erkek kimlikleriyle bir canavara dönüşüm hikâyesi canlandırılmıştır. Karakter, kusursuz bulduğu genç kızları yiyen bir canavara dönüştüğünde kaçırdığı kızlardan bir tanesinin sandığı gibi kusursuz olmadığını, yaralara sahip olduğunu görünce ona zarar vermekten vazgeçer. Fakat belki de en ünlüsü ve en eskisi A. Hitchcock’un “Psycho” filmidir. İkinci rolü oynayan Norman Bates’in filmin sonunda çoğul kişilik bozukluğu olduğu tasvir edilir,
Kişilik bozukluğunun birçok nedeni olabilir. En temelde ise kişinin küçüklükten gelen ve onu yaralayan travmaları yer alır. Bunlarla baş etmek için kendine farklı kimlikler geliştirmeyi seçer. Savunma mekanizmasını devre dışı bırakıp gerçekle yüzleşmek ve bu rahatsızlıktan kurtulmak için psikoterapi, ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemler etkilidir. Ayrıca unutulmaması gereken, travmanın tedavisi yapılmadan dissosiyatif kimlik bozukluğunun tedavisi eksik kalır.
İlk Yayımlanma Tarihi: 20.05.2025Güncelleme Tarihi: 10.11.2025
2010 yılında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2013 yılındaki Tıpta Uzmanlık Sınavında Türkiye 107’ncisi olarak İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında uzmanlık eğitimine başladı. Meslekte 10 yılı aşkın deneyime sahip olan Uçur, çeşitli psikoterapi yaklaşımlarını bir arada kullanarak bütüncül bir çerçevede çalışmaktadır.
Halen kendi özel kliniğinde hizmet vermekte ve Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümünde klinik psikologların yetişmesine katkıda bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.