Otizm Spektrum Bozukluğu
Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), erken çocuklukta başlayan bir nörogelişimsel bozukluktur. Spektrum ifadesi, her bireyin farklı düzeylerde belirtiler gösterebileceğini anlatır. Sosyal iletişimde zorluk, tekrarlayıcı davranışlar ve sınırlı ilgi alanlarıyla kendini gösteren otizmli çocukların, bazı alanlarda destek almaları gerekirken bazı becerilerde yaşıtlarından ileri seviyede olması mümkündür. Bu nedenle otizm, tek bir belirtiyle değil, bir dizi özellik ve davranışla değerlendirilir. Genel anlamda sosyal beceriden ve göz temasından uzak olan otizmli çocuklar, yaşıtlarıyla iletişim kurmaya ilgi duymazlar.
Otizmin Erken Belirtileri Nelerdir?
Otizm belirtileri genellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. 3 yaşına kadar göz teması kurmama, ismine tepki vermeme gibi durumlar otizme işaret edebilir. Bunun yanında oyuncaklarla amaca uygun oynamama, sözel olmayan iletişimde (mimik, jest, işaret kullanmama) sınırlılık ve sosyal etkileşime düşük ilgi, otizm belirtileri arasında yer alır. Hafif otizm belirtileri ise bazen dikkat çekmeyebilir ve yalnızca davranışsal detaylarla fark edilir. Bu noktada belirleyici olması adına profesyonel bir görüş almak önemlidir.
Otizm Türleri ve Spektrumda Yer Alan Alt Gruplar
Otizm çeşitleri arasında klasik otizm, Asperger sendromu, yaygın gelişimsel bozukluk (PDD-NOS) gibi alt türler yer alır. Ancak günümüzde tanı sistemi DSM-5’e göre bu alt türler otizm spektrum bozukluğu başlığı altında toplanmıştır. Her çocuğun otizm spektrumundaki yeri, belirtilerin şiddeti ve destek ihtiyacına göre belirlenir. Bazı otizmli bireyler, hafif ya da atipik belirtiler sergiledikleri için eğitimle bazı becerilerini geliştirebilirler.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Otizm neden olur? Birçok farklı türü bulunan otizmin kesin nedeni hala bilinmez. Genetik faktörler, beyin gelişiminde farklılıklar, çevresel etkiler ve hamilelikte maruz kalınan bazı riskler, otizm gelişiminde rol oynayabilir. Bu durum önceden anne-baba tutumlarından kaynaklı olarak değerlendirilirken günümüzde bu inanışlar geçerliliğini yitirmiştir. Otizm, aslında bir bireyin doğuştan gelen farklılığıdır.
Otizmli Bireylerde Görülen Davranış Kalıpları
Otizmli bireylerde tekrarlayıcı davranışlar, rutinlere sıkı bağlılık, ani değişikliklere karşı tepki, ses ya da dokunma gibi duyusal hassasiyetler görülür. Bazı çocuklar dönen cisimlere uzun süre bakabilir, bazıları ise belirli kelimeleri sürekli tekrar edebilir. Takıntılı davranışlar, çocuk için bir güven hissi yaratabilir ve bu nedenle değişime direnç gelişebilir.
Otizm Tanısı Nasıl Konur? Hangi Testler Kullanılır?
Otizm tanısı nasıl konulur? Bu oldukça hassas ve titizlikle yapılması gereken bir psikiyatrik değerlendirme ve test sonucunda belli olur. Otizm tanısı, çocuğun davranışları gözlemlenerek ve belirli testler aracılığıyla konabilir. Tanı kriterleri DSM-5’e göre belirlenir. Otizm testi olarak ADOS-2 (Autism Diagnostic Observation Schedule) ve ADI-R (Autism Diagnostic Interview-Revised) gibi ölçme araçları tercih edilir. Tanı sürecinde çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatristi, psikolog ve özel eğitim uzmanı birlikte çalışır. Otizm tanısı hakkında kesin sonuç, ailelerin yönlendirici sağlık kurumlarına başvurmasıyla mümkündür.
Tedavi Yöntemleri ve Destek Uygulamaları
Otizm tedavisi tek bir yöntemle sınırlı değildir. ABA (Uygulamalı Davranış Analizi) terapisi, ergoterapi, dil ve konuşma terapisi, otizmli çocuklara en çok uygulanan destek yöntemleridir. Bu terapiler, çocuğun sosyal iletişim becerilerini artırmayı hedefler. Onların davranışlarını yapılandırmayı ve günlük yaşama uyumunu desteklemeyi amaçlar. Otizm tedavisi erken yaşta başlanırsa daha olumlu sonuçlar verebilen bir yöntemdir. Bu konuda geliştirilmiş yöntem ise Erken Başlangıç Denver Modeli (ESDM)’dir.
Otizmle Yaşayan Bireylerin Eğitim ve Sosyal Hayatı
Otistik spektrum bozukluğu olan bireylerin eğitimi bireyselleştirilmiş eğitim planları (BEP) ile şekillenir. Sosyal hayatta ise çocukların oyun kurma, sıra bekleme, empati gibi becerileri öğrenmesi için destekleyici ortamlar oluşturulması gerekir. Sosyal iletişim becerilerinin gelişmesi, çocuğun bağımsız yaşam becerileri kazanmasını da sağlar. Otizmli bir çocuğun diğer çocuklar kadar normal seviyede iletişim ve kısmen motor beceri gelişimi gerçekleşmez.
Otizmli Çocuklarda Aile Desteği Nasıl Olmalı?
Otizmli çocuklar için en önemli destek kaynaklarından biri ailedir. Ailelerin sabırlı, bilinçli ve tutarlı olması burada en önemli kriterdir. Otizm teşhisi sonrası ailelerin yaşadığı duygusal süreç doğal ve önemlidir. Bu süreçte destek grupları, rehberlik hizmetleri ve uzman danışmanlığı aileler için büyük katkı sağlar. Otizmli çocuklar için evde uygulanabilecek yapılandırılmış aktiviteler ve rutinler, gelişimi destekleyici niteliktedir.
Otizm spektrum bozukluğu teşhisi konmuş çocuklar, o gelişim bozukluğunun esiri olmak zorunda değildir. Doğru destekle ve anlayışlı bir çevreyle otizmli bireyin yaşam kalitesi arttırılabilir. Her çocuk özeldir ve her çocuğun ihtiyacı kendi ritminde karşılanmalıdır. Bu noktada her otizm teşhisi alan çocuk için ayrı bir günlük planlama ve eğitim programı hazırlanması gerekir. Bu süreçte ailenin çocuğun eğitimi için gerekli desteği vermesi, otizmli çocukların yaşam becerileri kazanmasına büyük bir katkı sağlar.